gunumuz bankalari gibi halkin mevduati antik diini yapilarda ve gorevlilerince muhafaza edilip saklaniyodu karsilastiginiz antik harabe şapel sinegog kilise cami medrese mescit turbe han gibi yerlere bakis açıniz bu konuyu okuyunca degisecek ve ufkunuz genisleyecek gerek tek para gerekse obje avina cikanlara faydali açiklamadir.
şu çaylar sogumadan bi dagitin üşüdük yaaw




MÖ 1000-500 Yılları arasında deniz kabuklarının para olarak kullanılması bildik para kavramına yavaş yavaş yaklaştığının ilk sinyallerini verir. Ancak değeri devlet tarafından garanti edilmiş bir sistem henüz ortaya çıkmamıştır.
Yıl MÖ 687 Batı Anadoluda, sularından altın akan Paktolos Irmağı kıyısında yaşayan Lidyalılar dereye serdikleri koyun postlarını akşamları tarayarak elde ettikleri altını rafineriye götürüp satarlardı. Zamanla bu altınlardan ilk madeni parayı yapıp kullanıma soktular. Dünyada kullanılan değeri devlet tarafından garanti altına alınmış bu ilk para Lidya Kralı Karunu dünyanın en zengin kralı yaptı.
Antik çağda tek güvenli yer olan tapınaklar emanet yeri olarak kullanılmış ve bu koruma karşılığında parasını tapınağa teslim edenden belirli bir komisyon alınmıştır. Daha sonraları dünyanın yedi harikasından biri olan Efes Artemis Tapınağı rahiplerinin yatırılan para karşılığında bir yazılı belge verdiklerini ve bunun da dünyanın ilk seyahat çekleri olduğunu biliyoruz. Hatta tüccarlar yanlarında para taşımak için küçük miktarlarda yazılmış çekleri tercih etmekteydiler. Böylece ulusal ve uluslar arası ticaret kolaylaşmış oluyordu.
Tapınak rahipleri başlangıçta %4 Faiz alıyorlardı ancak deniz ticaretinin desteklenmesi amacıyla kredi talebi gelince özellikle Ege ve Akdenizdeki korsanlık nedeniyle faizler %12 ye yükseldi. Bu faizler verilen krediden peşin olarak kesiliyordu. Tarım ,ticaret ve uluslar arası alanda açılan kredilerle zenginleşen bir tapınağın dünyanın yalnız yedi harikasından biri değil aynı zamanda en büyük bankalarından biri olarak da kabul edilmesi gerekir. Yine erken Hıristiyanlık döneminde İsanın Kudüste Büyük Tapınağa girerek para değiştiren tüccarların tezgahlarını devirmeside MS 30 yıllarında hala bir banka gibi kullanıldığını göstermesi açısından önemli bir olaydır.
Büyük İskenderin Persleri yenip hazinelerini ele geçirmesiyle antik ekonomide meydana gelen arz ve talep patlaması ancak Sanayi Devrimi ile tekrarlanmış olabilir. Ölümünden çok kısa bir süre önce İskenderin Mısırda kurduğu ve kendi adını verdiği İskenderiye, tüm ülkelerin boy boy gemileri tarafından ziyaret edilen, mal alınıp satılan büyük ticaret merkezlerinden biri oldu. Bunda şüphesiz Ptolemilerin her kentte ve köyde üretimi teşvik eden ve üretilen her şeyi satın alıp bunu uluslar arası alanda pazarlayan politikaları etkili olmuştur. İskenderiye de aynen Efes gibi bir bankacılık ve kredi merkezi durumundaydı dolayisiyla hobiseverler antik diini harabelerin cevresinde iyi dikkatli ar-ge yaparsa mutlaka bi buluntuya sahip olur...









MÖ 1000-500 Yılları arasında deniz kabuklarının para olarak kullanılması bildik para kavramına yavaş yavaş yaklaştığının ilk sinyallerini verir. Ancak değeri devlet tarafından garanti edilmiş bir sistem henüz ortaya çıkmamıştır.
Yıl MÖ 687 Batı Anadoluda, sularından altın akan Paktolos Irmağı kıyısında yaşayan Lidyalılar dereye serdikleri koyun postlarını akşamları tarayarak elde ettikleri altını rafineriye götürüp satarlardı. Zamanla bu altınlardan ilk madeni parayı yapıp kullanıma soktular. Dünyada kullanılan değeri devlet tarafından garanti altına alınmış bu ilk para Lidya Kralı Karunu dünyanın en zengin kralı yaptı.
Antik çağda tek güvenli yer olan tapınaklar emanet yeri olarak kullanılmış ve bu koruma karşılığında parasını tapınağa teslim edenden belirli bir komisyon alınmıştır. Daha sonraları dünyanın yedi harikasından biri olan Efes Artemis Tapınağı rahiplerinin yatırılan para karşılığında bir yazılı belge verdiklerini ve bunun da dünyanın ilk seyahat çekleri olduğunu biliyoruz. Hatta tüccarlar yanlarında para taşımak için küçük miktarlarda yazılmış çekleri tercih etmekteydiler. Böylece ulusal ve uluslar arası ticaret kolaylaşmış oluyordu.
Tapınak rahipleri başlangıçta %4 Faiz alıyorlardı ancak deniz ticaretinin desteklenmesi amacıyla kredi talebi gelince özellikle Ege ve Akdenizdeki korsanlık nedeniyle faizler %12 ye yükseldi. Bu faizler verilen krediden peşin olarak kesiliyordu. Tarım ,ticaret ve uluslar arası alanda açılan kredilerle zenginleşen bir tapınağın dünyanın yalnız yedi harikasından biri değil aynı zamanda en büyük bankalarından biri olarak da kabul edilmesi gerekir. Yine erken Hıristiyanlık döneminde İsanın Kudüste Büyük Tapınağa girerek para değiştiren tüccarların tezgahlarını devirmeside MS 30 yıllarında hala bir banka gibi kullanıldığını göstermesi açısından önemli bir olaydır.
Büyük İskenderin Persleri yenip hazinelerini ele geçirmesiyle antik ekonomide meydana gelen arz ve talep patlaması ancak Sanayi Devrimi ile tekrarlanmış olabilir. Ölümünden çok kısa bir süre önce İskenderin Mısırda kurduğu ve kendi adını verdiği İskenderiye, tüm ülkelerin boy boy gemileri tarafından ziyaret edilen, mal alınıp satılan büyük ticaret merkezlerinden biri oldu. Bunda şüphesiz Ptolemilerin her kentte ve köyde üretimi teşvik eden ve üretilen her şeyi satın alıp bunu uluslar arası alanda pazarlayan politikaları etkili olmuştur. İskenderiye de aynen Efes gibi bir bankacılık ve kredi merkezi durumundaydı dolayisiyla hobiseverler antik diini harabelerin cevresinde iyi dikkatli ar-ge yaparsa mutlaka bi buluntuya sahip olur...


