
Sektorel bazda genel kulturlu olmak ekip arkadaslarinizada guven verir degerli hobiseverler........ilerleyen zamanda alttaki terimlerin herbirinin resimlerinide ekleriz gorsel hafizaya katkisi olur
RHYTON: Törenlerde içki sunmak ya da tanrılara sıvı kurban yapmak amacıyla kullanılan kaplar. (insan başı ya da hayvan biçimli olabilir)
İDOL: İlkel Kavimlerde tapınılan küçük heykeller
DİADEM: Önemli kişilerin taşıdıkları süslü ve görkemli taça verilen isim.
FİBULA: Özel iğne ya da broş
GÜNEŞ KURSU: Güneşi simgeleyen dairesel biçimin etrafına yerleştirilmiş öğelerden oluşur. Bazılarının üstünde ses çıkarması için sallanan parçalar, kimisinin üstüne barışı simgeleyen geyik imgesi, kimisinde ise üremeyi simgelemek üzere kuş, ağaç figürleri vardır.
POTERN: Kaleyi şehrin dışına toprak altındaki bir yolla bağlamak amacıyla yapılan gizli geçit
ORTHOSTAT: Binaların dış kesimlerinde duvarların alt bölümlerini süsleyen taş bloklar.
SFENKS: İnsan başlı, aslan vücutlu hayali yaratık. Genellikle kanatlı tasvir edilir.
RÖLYEF: (Kabartma) Çeşitli malzeme üzerine (taş, maden, ahşap gibi) yüzeyden taşkın tek veya çok kademeli olarak yapılan tasvirlere verilen addır.
GRİFON: Kartal başlı aslan gövdeli, kanatları ve pençeleri bulunan hayali yaratık.
GLYPTİK: Mühür Yazıcılığı
ROZET: Yuvarlak kabartma bezeme öğesidir. Genellikle merkezde bir yıldızın ya da çiçeğin çevresinde ışınsal olarak geometrik ve bitkisel motifler yer alır. (Gülbezek de denir.)
İNSİTÜ: Kelime anlamıyla “yerinde” demektir. Kazı veya sondaj sırasında özgün yerinde kullanıma uygun biçimde bulunan eser veya elemanlar için kullanılır.
TÜMÜLÜS: Bir mezar odasının üstüne taş, toprak yığılarak yapılan tepelere denir.
ÖLÜ GÖMME GELENEKLERİ
INTRAMURAL: Şehir içine, şehir içinde bir mezarlığa ya da ölen kişinin yaşadığı evin tabanına gömülmesine denir.
EXTRAMURAL: Şehir dışına gömülmeye denir.
ERKEN DÖNEMDE ÖLÜ GÖMME GELENEKLERİ
Doğrudan Toprağa Gömme
Küp Mezara Gömme
Lahit biçiminde kapalı mezara gömme
Tholos denilen yuvarlak biçim yansıtan mezar odasına gömme
ÖLÜ GÖMME TÜRÜ
Dorsal: Sıt üstü yatırılma biçiminde gömme
Hoker: Dizlerin karına çekilmesi ile oluşturulan gömme
Lahit: İçine ölünün yerleştirildiği özel sanduka
Plan: iki boyutlu ölçekli çizime denir.
Kroki: Ölçeksiz iki boyutlu çizime denir.
MEGARON: Eski Yunan kökenli bir ev tipi. Anadolu’da ilk kez Eski Tunç Çağı’nda İ.Ö. 3000’de, Truva, Behice Sultan’da görülmüştür. 6. yüzyıldan itibaren Batı Anadolu’da ev ve daha çok tapınak olarak kullanılmıştır
TAPINAK: Özellikle dini ya da kült niteliği taşıyan kutsal yapı. Yunan ve Roma tapınakları “megaron”dan doğmuştur.
Pronaos: Antik Tapınakta giriş bölümü
Cella: Tapınağın içinde tanrı heykelinin bulunduğu kutsal oda
Opisthdomos: Megaronun arka mekanına denir. Antik Yunan tapınağında hazine odası işlevi görür.
Ante Duvarları: Cella duvarının giriş cephesinin iki yanından ileri doğru uzanan bölümleridir
Krepis, Stereobad: Tapınaklardaki basamaklı alt yapı.
Stylobate : Tapınakta sütunun oturduğu stereobadın son basamağı
SÜTUN: Taşıyıcı Eleman. Üç öğeye dikkat edilir:
*Kaide
*Gövde
*Başlık
Sütunlar başlık ve gövde düzenlemelerine göre üçe ayrılır:
*Dor
*İyon
*Korint
Ekinus: Sütun bileziği üzerinde yer alan yastık biçiminde silme
Abakus: Başlığın üzerinde yer alan kare ya da dikdörtgen başlık tablası
Arşitrav: Abaküs üzerinde yer alan yatay kiriş. Bağlayıcı yatay düzen.
Friz: Arşitravın üzerindeki süslü şerid.
Triglif (Üçüzyiv): Friz üzerinde aralıklı olarak sıralanan üç düşey yivden meydana gelen bezeme
Metop: Frizin üçüzyivleri arasında yer alan dörtgen pano
Geison: Frizin üzerinde yer alan yatay silme
Entasis: Sütun Karnı
Antefix: Tapınak çatısındaki kiremitlerin en alt sırasındaki kiremitlerin ucunda yer alan pişmiş topraktan bezeme
Akroter: Alınlığın tepesinde yer alan bitkisel süslemeye denir
Karyatid: Kadın heykeli şeklinde sütunlar.
Altar (Sunak Masası): Çok tanrılı dinlerde tapınağın içinde ya da yakınında bulunan ve tanrılara sunulan kurbanların kesimi için yapılmış masa.
Peristyle: Bir tapınağı çevreleyen sütun dizisi.
Temenos: Bir tapınağı ya da kutsal alanı çeviren duvara denir.
Akropolis: Yüksek tepe üzerine kurulan kale anlamına gelir. Bu kale içerisinde tapınak, kralın sarayı yer alır
Bouleuterion: Şehir meclisinin toplandığı yer
Agora: Dükkanlar ile çevrili Pazar yeri
Stoa (Revak): En az bir yönden duvarlar ile sınırlanmış, sütunlar ile desteklenen bölüme verilen isim.
Propylaion: Anıtsal girişlere denir.
Palaestra: Güreş Alanı
Gymnasium: Antik Yunan ve Roma’da içinde spor yapılan yer.
Stadion: 183 metrelik bir uzunluk birimi. Aynı zamanda bu uzunlukta yapılan koşu için düzenlenmiş yer.
Sphendone: Hellenistik çağda stadiona eklenen yarım daire biçimli yere verilen isim.
Nympheum: Yunan mitolojisindeki su, orman ve dağ perilerine adanmış heykeller ile süsülü çeşme
Kameo: İki farklı renkte cam ile yapılan süsleme tekniği
URNE: İçine ölü küllerinin konulduğu vazolar
Ölümden sonraki sakin yaşamın simgesidir.
Roma tapınakları, genellikle dikdörtgen planlı olup bir platform üzerinde yükselir. Kiremitli çatıları iki uçta üçgen alınlık ile son bulur
PANTHEON: “Tüm Tanrılar” anlamında yunanca bir kelimedir.
Roma’da inşa edilen Pantheon tuğla damgalarına dayanarak İmp. Hadrianus (İ.S. 118-128) Dönemine tarihlenir.
STUKO: Alçı ya da sıva ile bir duvar üzerinde mermer izlenimi verecek biçimde oluşturulan her türlü bezeli yüzeye verilen addır.
Bazilika: Yunanca “krala ait” ya da “kraliyet” anlamına gelir. Şehir ve kasabaların adli ve idari işleri için yapılmış binalar. Tacirler için bir nevi alış veriş merkezi olarak da işlev görür.
Yunan ve Roma Tiyatrosu
Proskenion: Sahne
Skenefrons: Ön Sahne
Paraskenion: Yan Sahne
Colesseum: Gladyatör ve vahşi hayvan gösterilerinin yapıldığı yer
Zibuli: Duvarların içine döşenmiş olan borularla ısıtma sistemi.
İNSULA: Antik Roma’da apartman türü konutlara verilen isim
LATRİNA: Genel Tuvalet
Hipodrom: At yarışları yapılan alan
Katizma: Hippodromdaki imparator locası
Spina: Ortada, çevresinde yarışan arabaların döndüğü alana denir
ODEON: Antik dönemde içinde konserler verilen şiirler okunan basamaklı salon
Aquaduct: Su Kemeri
Zafer Sütunu: Bir kahraman ya da yöneticinin anısına dikilen büyük boyutlu sütun.
Girland: Yaprak ve meyvelerden oluşan çelenk biçiminde bezeme.
Fresko: Duvar sıvası yaşken üzerine resim yapılması tekniği
Mozaik: Dört köşe kesilen küçük mermer ya da renkli cam küplerinin, bir düzlem üzerinde birbirlerine bitişik olarak yerleştirilmesiyle oluşturulan bezeli yüzey.
Tessera: Eş boyutlu küçük küp şeklinde mozaiği oluşturan parçaların her birine verilen isim.
Opus Tesselatum: Tesseraların yan yana yerleştirilmesi ise oluşturulmuş duvar ya da döşeme mozaiği.
Opus Sectile: Çeşitli biçimlerde kesilmiş renkli mermer parçalarının yan yana dizilişi ile yapılan bir mozaik türü.
Tempera: Toz boyayı tutkallı suyla yumurta akı ya da sarısı ile karıştırarak elde edilerek boya türü ve bu boya kullanılarak yapılan resim.
İSODOMOS: Eş yükseklikte taş sıralarından oluşan harçsız Hellenistik duvar örgüsü.
PSEUDO İSODOMOS: İnce ve kalın taş dizilerinin almaşık olarak kullanılmasıyla oluşturulmuş harçsız Hellenistik duvar örgüsü.
POLİGONAL: Çok kenarlı taşlar ile oluşturulmuş duvar örgüsü.
KİKLOPİK, Devasal boyutta taş bloklarının harçsız olarak üst üste konmasıyla oluşturulmuş duvar
OPUS LATERİCİUM: Antik Roma mimarlığında düz tuğla duvar örgüsü.
OPUS LİSTATUM: Yatay kesme taş ve tuğla dizileriyle yapılmış bir tür duvar örgüsü (Almaşık duvar)
OPUS QUADRATUM: Dikdörtgen prizma biçiminde düzgün yontulmuş taşlarla yapılan Antik Dönem duvar örgüsü
RUSTİK: Taş bloklar düzgün ve ince yontu işlendiği halde, işlenmemişlik izlenimi verilerek oluşturulmuş duvar örgüsü.
BİPEDALES: Büyük kare biçimli yassı Roma tuğlası
Pilastr: Bir bölümü duvara gömülmüş taşıyıcı ayak, gömme ayak. Genellikle çıkıntı, görünen yüzün genişliğinin 1/3’ünü geçmez.
Kaset Tavan: Yapılarda katları ayıran ve üzerinde yürünen döşemenin alt yüzüne denir.
İKONOKLAZMA: 726 yılından 842 yılına kadar süren, her türlü resimlere (tasvir) karşı olan akım.
LİTÜRJİ, Bir dinin törenlerine ilişkin kuralların tümüdür. Örneğin camide “mihrap, minber”, kilisede “apsid” gibi gereksinimlerden kaynaklanır. Litürjiye ilişkin olguya da “litürjik” denir.
ŞAPEL: Küçük Kilise yapılarına denir. Bazı kiliselerde bir azize adanmış tapınma yeri de olabilir.
Katakomp: Roma’da ilk Hıristiyanların içinde toplanıp tapındıkları yer altı mezarlarının genel adı.
PARAKLESİON: Yan mekan, kiliselerde dua ya da mezar mekanı.
MARTİRİUM: Şehit edilen azizlerin mezar yapılarına denir.
MAUSOLEUM: Anıtsal mezar yapılarına denir.
HİPOJE: Yer altı mezar odasına denir.
BABTİSTERİUM (Vaftizhane): Hıristiyanların içinde vaftiz töreni yaptığı çokgen ya da dairesel planlı yapı.
SKEUPHYLAKİON (Hazine Dairesi): Büyük kiliselerin yanında yapılan, kiliselerin önemli eşyalarının saklandığı yapı.
SARNIÇ: Yağmur suyu biriktirmeye yarayan yer altı su deposu
AYAZMA: Hıristiyanlar tarafından kutsal sayılan su kaynağı ve onun üzerine yapılan küçük yapıdır.
ATRİUM: Kilisenin batısında bulunan avluya denir. Atriumlar genellikle sütunlarla oluşturulan revaklar ile kuşatılır.
NARTEKS (Giriş mekanı), Kilisenin batısında yer alan ve naosa açılan giriş mekanı. İç ve dış narteks olarak ikiye ayrılır.
Dış narteks: Eksonarteks
İç narteks: Endonarteks
NAOS: Erken dönemde yunan tapınağında heykellerin bulunduğu kutsal mekan. Kiliselerde naos halkın ibadet ettiği mekandır. (Camilerde Harim)
NEF, Kiliselerde sütun ya da paye gibi destek dizileriyle ayrılmış bölümlere denir. Yapının büyüklüğüne göre nef sayıları 1-3-5 olabilmektedir. Apsis eksenindeki nefe “orta nef”, her iki yandakilere ise, “yan nef” denir. (Camide Sahın)
APSİS, Kilisenin doğusunda bulunan ve ibadetin yönünü gösteren bölüm. (Camide mihrap)
BEMA, Kilisenin doğusunda, apsisin batısında (ÖNÜNDE) bulunan kutsal bölüm. Halktan kişiler bemaya giremez.
SYNTHRONON, Apsis yarım yuvarlığı içinde kademeli basamaklarla oluşturulan din görevlilerinin oturmaları için ayrılmış bölüme denir.
KADETRA, Apsis yarım yuvarlığı içindeki synthranon’da bulunan baş piskoposun oturduğu büyük yüksek görkemli koltuğa denir.
PASTOFORİUM, Apsisin kuzey ve güneyindeki kapalı mekanlara denir. Bu odalar kiliselerde yapılacak dini törene hazırlık yeridir. Aynı zamanda din görevlilerinin eşyalarını koydukları bölümdür.
Prothesis: Kuzeydeki Oda
Diokonikon: Güneydeki Oda
KİBORİUM, Altar’ın önemini vurgulamak için onun üzerini kaplayacak biçimde tasarlanmış dört sütuna atılan kemerler ile oluşturulmuş bölüm.
TEMPLON-İKONOSTASİS, Erken Hıristiyanlık döneminde kiliselerde kutsal mekan olan “bema” ile halka açık ibadet mekan olan “naos”u ayıran bölüme denir. 18. Yüzyıldan itibaren bu mekan yükselerek ikonların asıldığı bir bölüme dönüşür ve “ikonostatsi” adını alır.
AMBON, Vaazın verildiği ve birkaç basamak ile çıkılan bölüm (Vaaz Kürsüsü).
SOLEA, Bema ile Ambon arasındaki koridor yol.
GALERİ, Kiliselerde yan nefin üzerinde bulunan ikinci kata denir.
KRİPTA, Kiliselerin alt katında yer alan mezar odalarına denir.
Manastır: Hıristiyan din adamlarının yerleşim merkezlerinden uzakta inşa ettirdikleri kiliseler etrafında odaklanan çeşitli yapılar içeren yapı topluluklarına denir.
Typikon: Manastır Kuruluş Belgesi
Katholikon: Manastırdaki Ana Kiliseye denir.
Trapeza: Manastır Yemekhanelerine denir.
MEZMURLAR VE MESELLER: Tevrattaki dini şarkı ve atasözlerini içeren el yazmalarıdır.
LEKTİONAR: İncil’den alınmış bir konunun kısaca anlatımını veren yazmalardır.
PERİKOP: Dini törenler için hazırlanmış el yazmalarıdır.
MENELOGYA: Ortodoks kilisesinde her azize adanmış bir gün vardır. Menelogya da Azizler Takvimidir.
HOMİLYE: Kiliselerde verilen vaazları bir araya toplayan yazmadır
Pyxid: kare, dikdörtgen ya da yuvarlak kutular
Roliker: Önemli dini kişilerin kemiklerinin muhafaza edildiği kutular.
Staurotek: Kutsal haç parçalarının saklandığı kutular
Saygılar Sevgiler Bol nasipler Dileriz
